YEREL OYUNLAR
- EVİL EBRA:Birdir oyunu gibi birçok şahsın kendini eğip oyuncunun üzerinden atlaması oyunudur, atlamayan şahıs ebe olur 7 kişi ile oynanılır.
- HOLE:Toprağa açılan küçük çukurlara, taştan yapılmış ufak yuvarlak taşları elle küçük çukurlara atmak suretiyle oynanılan bir oyundur.
- ÇEMÊ (KAŞÊ):Beşer gruplar halinde oynanılan ve ellerine beyzbol tipi sopalar tutuşturulup, topu ortaya ağaçlardan yapılmış bir kaleye atmak suretiyle oynanılan bir oyundur. O kadar çekişmeli geçerdi ki, bir oyun esnasında birisinin kafasına top isabet edip ölmesine rağmen yine oyuncular, “bir şey olmadı, devam edin” diyerek oyunun heyecanını bozmak istemezlerdi. Bu oyun üzerine söylenilen bir rivayete göre Amerikalı bir gezginin, çemê oyununu izledikten sonra bu oyunu Amerikaya götürerek Beyzbol adı ile oynatmıştır.
- DİRRÎ KİŞÊ:Bu oyun bir anlamda kuvvet denemesi olarak yapılır; beşer kişilik gruplar halinde, aralarına kıldan yapılmış uzun bir ipi her iki tarafın çekmesiyle oynanan bir oyundur, hangi grup yenilse mutlaka karşı takıma ceza olarak, bir ödül vermek zorundaydı.
- CUT:Bir ya da iki kişinin ellerine yarım metreden uzun olan birer sopanın ucunu sivriltmeleri ve yerde sulandırılan toprak zemine saplaması sonucu oyuncunun, karşı taraftaki oyuncunun oyun sopasını çamurdan sökmesi ile son bulunan bir oyundur.
- CİTTÊ: Cut’a benzeyen bir oyundur. Uzun inşaat çivileriyle oynanırdı. Oyuncu sınırlaması olmayan oyunda bir merkez belirlenir ve oyunculardan birinin çiviyi yumuşak toprağa saplamasıyla, merkezden saplanan yere doğru bir çizgi çizilirdi. Oyuncu toprağa çiviyi saplamaya devam edene kadar sıra diğerine geçmezdi ve bıraktığı yerden çizgi çizmeye devam ederdi. Bir oyuncu çiviyi çizgilerden birine saplarsa veya çizilen çizgilerden yoğunluğundan dolayı çizilecek yer kalmazsa oyunu kaybetmiş olurdu.
- KEVİRÊ NAALKÊ:Yuvarlak bir taş topun ortaya konularak, çizilen sınır çizgisi üzerinde karşı tarafa fırlatma ile oynanılan bir oyundur.
- ÇİRÊ:Ebe olan bireyin ikişer gruplar halinde bulunan iki şahısın ortasına atlayarak karşı tarafa geçmesi ile oynanılan bir oyundur.
- ŞAQUL:Bilye denen küçük, sert küre biçiminde toplarla oynanır. Eskiden yuvarlak çakıllar ya da meyve çekirdekleri bilye olarak kullanılırken, 18. yüzyılda mermer bilyeler yapıldı.
Cam ya da taşlardan yapılan çok yuvarlak küçük bir kütlenin bir ya da bir kaç lişi ile oynadığı ve yuvarlak nesneyi karşısındaki oyuncunun nesnesine vurmasıyla oyun son bulur. Şaqul oyunlarının adı ve kuralları oynandığı bölgeye göre değişiklik gösterir ama ortak nokta, bilyeyi yuvarlayarak başka bir bilyeye çarptırmak ve onu kazanmaktır. Şaqul’un çeşitli tutma yöntemleri vardır genel olarak 3 yöntem kullanılır biri; saqul kıvrılan işaret parmağının içine oturtulur ve başparmakla itilerek atılır. Diğeri; hangi elde atış yapılacaksa o el zemine yüz üstü konulur, başparmak orta parmağın üzerine bırakılarak güç uygular, orta parmak ittirilerek saqul atılır. En son yöntemi de genel de acemiler uyguluyordu. Şaqul serçe ve baş parmak arasında tutulur ve hedefe fırlatılırdı.
- KAB:Hayvan kemiklerinin oynak yerlerinden çıkarılan Kab denilen dört köşe bir kemiği birbirine vurmaları şeklinde oynanılan oyundur. Bu kemik parçaları ellerin üst kısmı ıslatılıp konulup karşı tarafa fırlatmak suretiyle oynanılan bir oyundur.
Genelde köylerde oynanan bu oyun Kab adı, hayvan kemiklerinin oynak yerlerinden çıkarılan dört köşe bir kemiği verilen addır. Bu oyunda kemik yerine taş kullanılırdı. Kaba ismi Kab adı verilen taşların çoğul ismidir. Taşlar yuvarlaklaştırılmak ve cilalatmak için dağdan özel bir taş getirtiliyordu.
Oynama şekli: Genelde eşli oynanan oyun genelde 3+3= 6 kişiyle oynanırdı. Zeminde haç şeklinde dizilen 6 adet düz taşın her birinin üzerine dik olarak taşlar yerleştirilir ve oyuncular belli bir uzaklıktan, sırayla o taşları devirmeye çalışırdı. En çok taşı deviren gurup oyunu kazanırdı.
- GOG:5 veya 6 kişi ile oynanılan oyundur. Oyunun amacı birkaç taşı üst üste koyup, kurulan küçük kuleyi taşla devirmek, ebenin görevi de, kuleyi yıkıp taşını almak için gelen oyuncuyu ebelemektir. Ebelenen, ebenin yerine geçer.
13.SER KEVİRÊ: 4 veya 5 kişi ile oynanılan oyundur; ebe ile diğer oyuncular birer taşın üzerine giderler ve sürekli yer değiştirirler, yer değiştirme esnasında ebe kimi yakalarsa o ebenin yerine geçer.
- KEVİRÊ QUWETÊ:3 veya 4 kişi ile oynanılan oyundur. Beli bir sınır çizilir ve o sınıra oyuncular tarafından belirlenen ağırlıkta bir taş elle, boş bir araziye doğru fırlatılır. Bir anlamada kuvvet denemesi olduğu için bu isim takılmıştır.
- MÎR GOTİYE KA PEZEKÎ:Bu oyundada oyuncu sınırlaması yoktur. Birisinin bütün oyuncuları arkasına dizerek, ebenin de dizilen oyunculardan en önünde duran şahıstan bir koyun istemesi, yani asıl işlenilen tema, önde duran şahıs, koyunlarını koruyan çoban, koyun isteyende ağası için keseceği bir hayvan isteme şeklindedir. Şöyle bir tekerleme ile oyun sürer. Koyun almaya gelen şahısın bağırarak söylediği “Mir gotiye ka pezekî”, Çobanın da karşılık olarak “Nadim te buşkûlekî” diyerek sürüden koyun kapmaca oyunudur. Oyuncular bitinceye kadar devam eder.
ÇOK PELANK: İki kişi ile oynanılan bir oyundur, belirli bir mesafe ile konulan iki taşın üstüne değnek koyup oyuncunun elindeki değnekle taşın üzerindeki değneğe vurarak uzağa fırlatması ve diğer oyuncunun düşen değneği tekrar aynı noktaya fırlatması ile süre gelen bir oyundur. Oyuncu fırlattığı değneği kurulu bulunanan taşlara değdirmesi ya da bir değnek boyu yakınına getirmesiyle oyuncular yer değiştirir.
KERKO MİLANKÎ: Birden fazla kişinin oynadığı bir oyundur. Birisinin kendini eğip, birçok kişinin üzerine atlaması ile oynanılan oyundur, ebe çökünceye kadar devam eder.
- XEZİK: İki oyuncu arasında oynanılan oyundur yere çizilen belirli şekildeki halkalara tek ayak üzerine küçük bir taşı kareden kareye taşıma sonucu ile girip çıkması ile başlayan bir oyundur. Oyuncunun ayağının çember dışına çıkması yada çizgiye basması oyuncuyu ebe durumuna sokar.
- KOSE BER KOSE: Özellikle yılbaşlarında ve yeni doğan çocukların doğumunun ilk haftasına denk gelen gecede bir erkeğe kadın elbisesi giydirilerek oynanılan oyundur. Yılbaşında ev ev gezilerek, çocuk doğumunda ise o evde doğaçlama skeçlerle gerçekleşen bir oyundur.
- BİN KUM: Yumurtayla oynanılan bir oyundur. Bir fes altına yerleştirilen yumurtaları gelişi güzel çevirip yumurtanın sivri ucunun oyunculara çevrilmesi sonucu, başta yapılan anlaşmaya göre, sivri uç kendisine geldi diye ya kazanır ya da kaybederdi.
- SİNGÊ TEPÊ (SİNGÊ TAPANÊ):Orta alana çakılan bir kazık ve o kazığa bağlı olan bir ebenin kazık etrafında dönmesi sebebiyle oynanılan bir oyundur. Herhangi bir oyuncunun ortaya çakılan kazığa elini değdirmesi ile devam eden bir oyundur.
- BİZİNKA KEJİKÊ:Erkek ve kadınlar arasında oynanılan bir oyundur. Özellikle köye gelen bir yabancının ayaklarına köyün kadınları tarafından biri kısa biri uzun olmak suretyiyle iki şerit bağlanılır ve bu şeritler iki gurup tarafından çekilir taki ayakları bağlanılan şahıs kendini kurtarıncaya kadar.
- KEVRÊ ÇEQÇEQÊ:Bir ebenin etrafında, birçok kişinin geniş bir halka yaparak oynadığı oyundur. O halkada bulunan oyuncuların her iki eli arasına taş koyması ve oyunculardan birinin taşlardan ses çıkarması ve çıkan sese göre ortada ebe olan kişinin, sesi çıkaran şahsı bulması amaçlanır.